Sade ve modern bir tarzda, doğayla iç içe bir tatil için özel olarak tasarlanmış Urla Bağevi Vineyard Hotel, eşsiz koylara yakın mesafede huzurlu bir yaşam alanı vadediyor. Konaklama imkânının yanı sıra restoran hizmeti de veren otel, unutulmaz bir tatil ve lezzet deneyimi sunuyor.
Urla’nın çam ormanları ile çevrili bir göçmen köyü olan Yağcılar’da, yığma taş yapı geleneği ile 2008 yılında yapımına başlanan Urla Bağevi Vineyard Hotel, 2012 yılında resmi olarak faaliyete geçti. Faaliyete geçtiği ilk yıl sürdürülebilir yapı özelliği ile Arkitera mimari seçkilerine giren otel, minimalist, modern, yerele gönderme yapan, özgün ve fonksiyonel uygulamalarıyla örnek bir mimari yapı olarak dikkat çekiyor.
Taş işçiliğiyle örülmüş altı odasıyla Urla Bağevi’nde sade bir moderniteyi temsil eden Urla Bağevi Vineyard Hotel, sürdürülebilir bir anlayışla gerek inşaatı gerekse faaliyete geçtiğinden beri yerel halkla hareket ediyor. İşletmesini Sema Sertkaya ve oğlu Balkan Yükselen’in üstlendiği otelin ve restoranın tüm ihtiyaçları öncelikle köy halkından temin ediliyor.
Urla Bağevi Vineyard Hotel, dünyada görülmeye değer 52 noktadan biri
Tüm yıl boyunca konaklama ve restoran hizmeti veren altı odalı Urla Bağevi Vineyard Hotel’de tüm odalarda şömine bulunuyor. Newyork Times Dergisi’nin 2016 yılında yayınladığı dünyada görülmeye değer 52 nokta arasına girmesiyle birlikte dikkatleri üstüne çeken otel, harika doğası ve temiz koyları ile eşsiz bir deniz keyfi sunuyor.
Şarap bağlarından gelen esinti: Urla Bağevi Vineyard Restaurant
Urla Bağ Yolu Şarap Derneği kurucu üyeleri arasında yer alan Urla Bağevi Vineyard Restaurant, Urla Bağ Yolu’ndaki şaraphanelerin tüm şarap çeşitlerini restoranda yemek eşliğinde sunuyor. Şarap üzerine kurgulanan restoran, kışın şömineli ve vadi manzaralı camla çevrili salonu ile 45-50 kişiye kadar alacarte hizmet verirken, yazın bahçede 50-60 kişiye kadar alacarte yemek servisi ile misafirlerini ağırlıyor. Otelin sahibi Sema Sertkaya’nın seramik çalışmaları ile restoranın sunumlarına daha çarpıcı bir boyut kazandırılıyor.
Urla Bağevi Vineyard Restaurant’ın mutfağında iki şef ve üç personel yaz kış görev alıyor. Farklı mutfak deneyimleri olan şef Kaan Baysallı ve yardımcısı MSA mezunu şef Kaan Kızılsöğüt, geleneksel mutfak birikimleriyle Ayşe Kılınç ve Nuray Haytaoğlu’nun katkısı ile bağevi mutfak anlayışını yansıtarak temsil ediyorlar.
Urla Bağevi Vineyard Hotel’de Sema Sertkaya’nın oğlu Balkan Yükselen tarafından hazırlanan menüler ile sürdürülebilir restoran anlayışı benimseniyor. İzmir dışından gelen hiçbir gıda ürününün kullanılmadığı restoranda, ev yapımı zengin lezzetler, Tire ve Urla yerelinden temin edilen doğal ürünler, sıcak köy ekmeği, mayalı pişi ve armola gibi köy havasını yaşatan ürünler yer alıyor. Otelin kendine ait tavuklarından kahvaltılarda günlük köy yumurtası sunulurken, otele ait keçilerin sütü ve yoğurdu tüketilip tatlılarda da değerlendiriliyor.
Urla Bağevi, uluslararası sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor
Urla Bağ Yolu rotasında hem konaklanabilen hem de restoranı ile farklı lezzetleri sunan Urla Bağevi Vineyard Hotel, aynı zamanda uluslararası birçok sanat etkinliğine de ev sahipliği yapıyor. Bunlardan en çok dikkat çekeni ise birçok ülkeden ve Türkiye’den değerli ressam ve heykeltıraşların katılımı ile birlikte gerçekleştirilen Old House New Art etkinliği oldu. Bu zamana kadar 7 kez düzenlenen etkinliğin son 4 tanesi Urla Bağevi Vineyard Hotel ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Urla Bağevi Vineyard Hotel’i enerjik kılan, işletmenin genç yüzü Balkan Yükselen tarafından gençlere yönelik düzenlenen müzik etkinlikleri de dikkat çekiyor.