Türkiye’nin ilk tatil köylerinden Club & Hotel Letoonia, sahip olduğu doğa dostu vizyonuyla 100 binden fazla ağaç ve bitkiye ev sahipliği yapan bir tesis konumunda. 2023 yılında Türkiye’de karbon emisyonunu dengeleyen ilk tatil köyü olarak doğayı koruma vizyonunu daha da ileriye taşıyan ve 2024 yılında da karbon ayak izini nötrleyen Club & Hotel Letoonia,misafirlerine sürdürülebilir bir tatil imkanını sunuyor.
Yenilikçi tatil anlayışıyla her sezonda ziyaretçileri için güncel ve premium deneyimler geliştiren Club & Hotel Letoonia, kurulduğu ilk günden bu yana sürdürülebilir turizme ve doğaya büyük önem vererek; doğayı koruma ve geliştirme vizyonuyla hareket etmeye devam ediyor. 1985 yılında taşlık bir arazinin rehabilite edilmesiyle hayata geçen Club & Hotel Letoonia, bugün 100 bin ağacın ve bitkinin bulunduğu bir tesis olarak faaliyet gösteriyor. Doğaya olan taahhüdünü her yıl bir adım daha ileriye taşıyan Club & Hotel Letoonia, 2023 yılında karbon emisyonunu dengeleyen Türkiye’deki ilk tatil köyü oldu ve 2024 yılında da bu vizyonunu devam ettirdi.
“Misafirlerimize sürdürülebilir yaşam sunuyoruz”
Otel misafirlerine ‘Doğa için, doğa içinde kal’ diyerek, onların çevreye duyarlı bir tatil yapmalarına olanak sağladıklarını ve daha yeşil bir tatil deneyimi sunduklarını belirten Club & Hotel Letoonia Genel Müdürü Bozkurt Atilla, “Ülkemizde ve uluslararası arenada misafirlerimize ‘sürdürülebilir yaşam’ ve ‘sürdürülebilir tatil’ imkânı sunuyoruz. Otelimiz, 69 bin bitkiden oluşan geniş bir yeşil alana sahip. Bu bitkilerin budama çalışmaları 40 kişilik bir ekip tarafından yürütülüyor. Budanan dalları özel cihazlarla toz haline getirerek üzerinde bulunduğumuz yarımada içindeki ağaçların dibine seriyoruz. Böylece doğal döngüye katkıda bulunuyoruz” diyor.
“Enerji yatırımlarıyla sürdürülebilirliği destekliyoruz”,
Otelin tüm araçlarını elektrikli araçlara dönüştürdüklerini belirten Atilla, “2023 yılında Türkiye’de karbon emisyonunu dengeleyen ilk tatil köyü olarak doğayı koruma vizyonumuzu daha da ileriye taşımıştık. Bu yıl da bu vizyonumuza devam ediyoruz. Karbon ayak izimizi dengelemek için adımlar atmaya devam edecek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası kamuoyuyla paylaştığı 2052 yılına kadar sıfır karbon taahhüdünü 2037 yılında gerçekleştirmek için çalışacağız. Büyük bir tesis olarak malzeme sirkülasyonumuz oldukça fazla. Bu nedenle biyolojik arıtma sistemleri ve enerji yatırımlarıyla sürdürülebilirliği destekliyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Tesis olarak sürdürülebilirlik belgelerini almak için zorlu süreçlerden başarıyla geçtiklerini ifade edem Attila, çalışanlara verilen hedefler ve sürdürülebilirlik ödülleriyle bu süreci desteklediklerini söyledi.