Eğitimini İngiltere ve İsviçre’de tamamlayan, dünyanın dört bir yanındaki lüks otel ve restoranlarda görev aldıktan sonra İstanbul’a dönerek Çırağan Palace Kempinski’de Yiyecek & İçecek Direktörü olarak kariyerine devam eden Naci Kuşadalı ile otelin ihtişamlı restoranı Tuğra’da keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Çırağan Palace Kempinski İstanbul Yiyecek & İçecek Direktörü Naci Kuşadalı, turizm sektörüne İngiltere’de adım atmasının ardından kariyerine İsviçre’de devam etti. Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da üçüncü yılını doldurmaya hazırlanan Kuşadalı; Asya, Avrupa ve Arap Yarımadası’nda yiyecek ve içecek alanında çeşitli görevlerde bulundu.
Misafir memnuniyeti en öncelikli
Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un yiyecek & içecek departmanının genel stratejisinden bahseden Naci Kuşadalı, “Kempinski’nin profesyonel hizmet anlayışını Çırağan Sarayı’nın zerafeti ve Türk misafirperverliği ile harmanlayarak; her bir konuğumuzu buradan keyifli anılarla ve unutamayacakları deneyimlerle uğurlamak en öncelikli hedeflerimizden” diye belirtiyor.
Kuşadalı, sarayın efsanevi misafirperverliği eşliğinde konuklara hep en iyi, en yeni, en özel ve kişiselleştirilmiş hizmeti sunmaya çalıştıklarını söylüyor ve ekliyor: “Genel global ve yerel trendleri takip ederek hizmetlerimizi hayata geçirirken en çok kendimizle yarışıyoruz. Tüm dünyada adımızdan söz ettirmemizi sağlayacak en üst düzey misafirperverliğe imzamızı atmak, başlıca motivasyonumuz. Yanı sıra Çırağan Palace Kempinski’nin otel binasında gerçekleşen yenilenme projesi kapsamında otelde yepyeni iki restoran konsepti oluşturduk. Bunlardan biri yepyeni şef restoranı olarak kurguladığımız, Akdeniz temalı dekorasyonu ve benzersiz lezzetleriyle “Akdeniz by Esra Muslu” şehrin şimdiden en iddialı mekanlarından biri haline geldi. Osmanlı bahçelerinden ilhamla ihtişamlı bir dekorla ve birbirinden özel lezzetlerle yenilenen “Gazebo” ise Boğaz’a karşı konumuyla konuklarımızın keyifle tercih ettiği mekanlardan.
Yapıyı diğer otellerden ayıran özelliklerini sorduğumuzda Naci Kuşadalı, “Çırağan Palace Kempinski olarak en büyük özelliğimiz ve ayrıcalığımız tarihi 17. yüzyıla dayanan ve nice sultanlara ev sahipliği yapmış tarihi bir sarayımızın olması ve hizmet anlayışımızın köklerinin saray misafirperverliğine dayanması” diyerek görüşünü paylaşıyor.
“Yerel üreticileri ve tedarikçileri destekliyoruz”
Naci Kuşadalı, otelde üzerinde en çok durulan noktalardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu dile getiriyor: “Sürdürülebilirlikle alakalı yiyecek ve içecek alanında çok kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Otelimizin gıda politikası, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında yönleniyor. Yerel ekonomiye destek sağlamak amacıyla gıda ürünlerimizi lokal üreticilerden temin ediyoruz” diyor ve ürünlerin doğrudan üreticilerden alındığının altını çiziyor: “Bu yaklaşımımızla hem yerel üreticilere değer veriyor hem de gıda israfını en aza indirerek sürdürülebilir bir gelecek için adımlar atıyoruz. Örnek vermek gerekirse, bunlardan biri, yerel şarapçılığı desteklemek. Butik şirketleri destekleyerek, ülkemizdeki şarap evlerinin ürünlerine menülerimizde yer veriyoruz. Genel anlamıyla, Türkiye’nin mahsullerini sonuna kadar destekleyip, bütün alternatifleri buna göre yönlendiriyoruz.”
“Otelciliğin Türkiye’deki en iyi okullarından biri”
Çırağan Palace Kempinski İstanbul’u “otelciliğin Türkiye’deki en iyi okullarından biri” şeklinde tanımlayan Kuşadalı, yiyecek ve içecek departmanında çalışmak isteyenlere tavsiyelerde de bulunuyor. Kuşadalı yolun başındaki meslektaşlarına bir yerden başlamaları ve gerçekten en iyilerle ilerlemek için çok çalışıp, emek sarf edip kendilerini göstermeleri gerektiğini öğütlüyor.
Çırağan Palace Kempinski İstanbul Yiyecek ve İçecek Direktörü Naci Kuşadalı, röportajımızı sonlandırmadan gelecek planlarını şöyle özetliyor: “Çırağan Palace Kempinski İstanbul olarak yiyecek ve içecek alanında ürünlerimizi tedarik ederken daha çok yerel üreticilerden almayı hedefliyoruz. Bu konuda tedarikçileri de diğer şirketleri de teşvik ediyor, elimizdeki ithal ürünleri nasıl daha fazla lokale çevirebileceğimiz ve ne tür alternatifler sunabileceğimiz üzerinde çok çalışıyoruz.”